Brown ailesi ve yerel halkın popüler bir üyesi olan Ayı Paddington artık benimsenmiştir, Lucy Hala'nın 100. Doğum Günü kutlamaları için alınan hediye çalınmıştır. Hediyeyi bulmaya çalışan ekibin başlarına garip şeyler gelecektir...
Joe Gillis (William Holden) genç bir senaristtir. Film, Gills’in bir havuzda kanlar içinde yatarken görüntüsü ile başlar ve daha sonra altı ay öncesine gideriz. Senaryolarını satamayan ve parasız kalan Joe’nun başı eski borçlarıyla derttedir. Alacaklılardan kaçar ve Sunset Bulvarı’ndaki bir eve sığınarak saklanır. Buradaki ev sahibi ise, sessiz filmler döneminde ün yapmış aktrislerden Norma Desmond’dır (Gloria Swanson). Eski ününü hemen geri kazanabileceğini düşünen Norma, kendi yazdığı bir senaryoyla sinema dünyasına dönmeyi amaçlamaktadır. Joe kendisine senaryo yazımı konusunda yardım edebileceğini söyler ve böylelikle Norma onun bu evde yaşamasına izin verir.
Bu ikinci renkli filminde, Kenji Mizoguichi’nin favori görüntü yönetmeni Kazuo Miyagawa’yla çalışan Yasujiro Ozu, gelişen ustalığını geniş bir renk paletiyle kanıtladığı iyi düzenlenip yönetilmiş bir son dönem eseri ortaya koydu. Ozu’nun o yıllarda yönettiği bir dizi yeniden çevrimden biri olan bu film, "dalgalanan otlar" isimli gezici bir oyuncu grubunun maceralarına odaklanırken, diğer taraftan yönetmenin aile içi ve kuşaklararası etkileşime olan hayranlığını da gösterir. Ozu’nun 1934 tarihli daha komik ve dramatik filmi Dalgalanan Otların Hikayesine tezat teşkil edercesine, bu filmin sonbahara özgü, nostaljik ve felsefi bir havası vardır. Huzurlu kompozisyonlarıyla görüntünün ve sesin "damıtılmış" birlikteliği, filmin kalitesini gözler önüne serer.
Sapkın bir katil polise sadece 1980'lerdeki kurgusal bir TV dedektifiyle konuşacağını söylediğinde onu canlandıran tükenmiş aktör işi kabul eder.
Bir çift yapımcı, bir gangstere geri ödeme yapmak için sigorta sahteciliği üzerine bir plan yapar, mafya babasına, rakip bir yapımcının setinde kaza süsü vererek cinayet işlemeyi ölmeyi göze alacak kadar ciddi bir borcu vardır. Tüm yapmaları gereken, tamamen çılgın bir western yıldızıyla tamamlanmış kendi filmlerini çekiyorlar gibi görünmek ve onun "kazara" ölmesini sağlamak.
Peter Bogdanovich'in ilk filminde eski bir deniz subayı olan Bobby Thompson, adeta azılı bir katile dönüşmüştür. Karısını ve annesini öldürdükten sonra tamamen silahlanır ve pek çok tüfekle tabanca edinir. 1966'da güneşli bir Teksas sabahında eyaleti adeta kana bular, bir süpermarkete ateş açarak 14 kişiyi öldürür ve 32 kişiyi de yaralar. Filmde yaşını almış ve devrinin bittiğine inanan bir korku filmi yıldızı Byron Orlok sektörden sıkılmıştır. Üstelik ona göre gazetelerde rastgele yayınlanan cinayet hikayelerinin dahi korku filmlerinin daha önüne geçtiğinden yakınmaktadır. İki karakter zamanla ilginç bir şekilde karşılaşacak ve aynı zaman diliminde ve mekanda yer alacaklardır.
Film, ciddi bir rahatsızlığa sahip olan film yıldızı Lee Hayden’ın (Sam Elliott) geçmişiyle ve ölüm düşüncesiyle yüzleşme sürecini anlatıyor.
TMZ, Arnold Schwarzenegger ve Sylvester Stallone’un bir zamanlar kızgın rekabetlerinin nasıl iki Hollywood ikonunu sonsuza dek arkadaş ve silah kardeşi yaptığını ilk kez nasıl tartıştıklarını özel olarak ele alır. Bu ikonik oyuncuların ilişkisini hem düşmanlık hem de hayranlık açısından derinlemesine inceleyen bu röportaj, Stallone ve Schwarzenegger’ın sinema endüstrisini nasıl değiştirdiğini anlatıyor.
Follow legendary actor Sylvester Stallone with his wife and daughters in a direct access to their daily life.
For Valerie Cherish, no price is too high to pay for clinging to the spotlight. Desperate to revive her career, she agrees to star in a reality TV series, allowing cameras to follow her every move as she lands a part on a new network sitcom.
Shot like a documentary, the semi-improvised comedy Hoff The Record follows TV legend David Hasselhoff - playing a highly fictionalized version of himself - as he arrives in the UK in an attempt to reignite his flagging career. It's been thirty years since he rose to worldwide fame in Baywatch and Knight Rider and things have since gone a little stale for The Hoff. Will a move across the Atlantic change his luck?
