İngiltere'de bir genetik araştırmalar ensitüsünde insan doğasındaki şiddet ve öfkeyle ilgili bazı tehlikeli deneyler yapılmış ve bunun sonucunda 'rage' adını verdikleri bir virüs geliştirilmiştir. Bir grup aktivist, biliminsanlarının maymunlara zarar verdikleri gerekçesiyle deneylerin yapıldığı binaya sızarak
Dedektif John McClane herşeyi görüp geçirdiğini sanmaktadır. Artık New York'tadır ve kendini güvencede hissetmektedir. Hayatında karşılaştığı en son olağanüstü düşmanıyla karşı karşıya gelmeyi beklediği en son yer New York'tur. Ama Simon adındaki bir dahi, McClane ve New York şehrini çok tehlikeli bir oyunun içine itmek üzeredir. McClane yeterince kötü günler geçirmiştir ama Simon'a göre geçireceği kötü bir gün daha vardır...
23. yüzyılda New York. Dünya yok olmanın eşiğindedir. Her 5000 yılda bir geri dönerek yaşamı yok etmeye çalışan şeytani güç, bir gezegen biçiminde hızla dünyaya yaklaşmaktadır. Tek kurtuluş beşinci güç olarak adlandırılan, kimsenin ne olduğunu bilmediği elementin dünyaya ulaşmasıdır.Bunu başaracak tek kişi eski bir asker olan taksi şoförü Korben Dallas'dır. Ancak onun ilgilenmesi gereken mükemmel güzellikte bir yaratık vardır.
Erkek arkadaşına (Adam Scott) evlilik teklifi yapmak için “artık gün” olarak bilinen 29 Şubat’ta Dublin’e giden genç bir kadın üzerinde odaklanıyor. Ancak hava koşulları yüzünden oraya zamanında ulaşamaması gündeme gelince ülkeyi baştanbaşa geçmek için İrlandalı bir otelcinin (Matthew Goode) yardımına başvurmak zorunda kalır. Senaryosunu geçen yılın ilgi gören romantik komedisi “Made of Honor”dan hatırlayacağımız Harry Elfont ile Deb Kaplan’ın yazdığı filmde, 29 Şubat’la ilgili bir İrlanda geleneğinden esinlenildi. Buna göre, sözkonusu tarihte evlilik teklifi alan erkeklerin mutlaka “evet” demek zorunda kaldıkları düşünülüyor.
Hem Martin Scorsese’nin hem de Robert De Niro’nun filmografilerindeki belki de bu en çarpıcı filmde, 70’lerin Manhattan gecelerinde taksicilik yapan Vietnam gazisi Travis’le birlikte sokaklardayız.Hikaye boyunca etrafındaki hayatla ve yolunun kesişeceği "toplumun pisliğiyle" (bir çocuk fahişe, güzel bir sarışın, başkan adayı bir senatör, gözü dönmüş bir kadın satıcısı) bir türlü iletişim kuramayacak olan Travis, en nihayetinde ipleri eline alacaktır. Üstelik gündüzleri izlemeye gittiği belden aşağı filmlerdeki "vahşi" bir stilde...Sadece eşsiz senaryosu ve oyunculuklarıyla değil, sıradışı sinematografisiyle de tüm zamanların en etkili filmlerinden biri...
Los Angeles şehrinde zamana karşı gerçekleşen bir ölüm-kalım kovalamacasını konu alıyor. Tam bir keşmekeşin hüküm sürdüğü bu büyük şehirde yıllardır taksi şoförlüğü yapan Max'in sıradan yaşamı, bir gece arabasına aldığı Vincent adlı garip bir adamla tanışmasıyla tahmin edemeyeceği ölçüde değişir. Vincent, uyuşturucu mafyasına karşı açılacak bir davada tanıklık yapacak kişileri öldürmek için şehre gelmiş bir kiralık katildir ve Max'ı rehin alarrak özel şoförü gibi kullanmaya başlar. FBI'ın Vincent'ın peşine düşmesiyle, şehirde büyük bir kovalamaca başlar.
John F. Kennedy Havaalanı'ndan Manhattan'a gitmek için taksiye binen bir kadın, kendisini taksinin şoförüyle ilişkiler üzerine derin bir sohbetin içerisinde bulur.
Dr. Martin Harris, Berlin gezisi sırasında bir trafik kazası geçirir ve komaya girer. Komadan çıktığında ise, karısının bile onu tanımadığını görür. Dr. Harris, bir başka kişinin kendi kimliğini çaldığını ve yerine geçtiğini görünce daha da büyük bir şoka uğrar. Kaza öncesinde tanıdığı herkes, artık onun Harris olduğuna inanmamaktadır.Kendi kimliğini ispatlama mücadelesinde yalnızdır, yorgundur ve umutsuzdur. Bilmediği sebeplerden ötürü Gina adlı genç bir kadın ona yardım etmeye başlar...
Hız tutkunu olan Daniel, pizza dağıtıcılığını bırakarak bir takside şoför olarak çalışmaya başlar. Kullandığı arabanın güçlü motoru ve hızı sayesinde polis radarlarına bile yakalanmaması Daniel i haddinden fazla heyecanlandırmaktadır.Fakat Her şey polis memuru Emilien ile tanışınca farklı bir hal alır. Ehliyet sınavında başarılı olamayan Emilien, DAniel den bazı suçluları yakalaması için yardım ister. Aksi taktirde arabası elinden alınacaktır. Daniel bir anda kendini maceraların içinde bulur.
Bad Blake birden fazla evlilik yapmış, alkol bağımlısı, kötü şöhretli eski bir country müzik yıldızıdır. Ailesi olmayan bu adam şimdilerde küçük kasaba barlarında tek gecelik sahne almaktadır ve 28 yaşındaki oğlunu en son o dört yaşındayken görmüştür. Hayatı yıllardır yollarda geçen ve yaşamı günden güne kötüye giden Bad, gazetecilik yapan Jean Craddock'ı tanıdıktan sonra değişmeye başlar. Jean müzisyenin içindeki gerçek insanı görmeye başlamış ve aralarında beklenmedik bir ilişki doğmuştur.
Ed Wood, kimilerine göre dünyanın en kötü yönetmeni, kimilerine göre de, filmleri son derece keyifli, nev-i şahsına münhasır kült bir yönetmen. Tim Burton, ikinci grupta yer alan bir yönetmen olarak daima ilhamları arasında tuttuğu Wood'un filmcilik serüveni üzerine bu filmi gerçekleştirdi. Yapımda, Ed Wood'un ayrıntılı yaşam hikayesinden çok, en çok bilinen yapımlarını çektiği dönem ve film yapma konusundaki hırsı konu ediliyor. Hem Ed Wood'u tanımak hem de Burton'ın başyapıtını görmek için kaçırılmamasında fayda var. İzledikten sonra sizde yazının başındaki sorunun cevabını bulacak ve muhtemelen ilk seçeneği eleyeceksiniz! * Tim Burton ve Johnny Depp işbirliğinden çıkan 8 film içinde en gerçekçi yapım bu olsa gerek
ADR kanalında çalışan alman bir gazeteci 80'lerde Güney Kore'ye sivil katliamları haberleştirmek için gelir. yasak olan bölgeye, Woonjunsa'ya bir taksiyle gider. Film ;bu iki kişinin tartışıp durmalarını, sonra arkadaş oluşlarını, ardından hayatlarını riske atarak sivil katliamlarını haberleştirmelerini konu alıyor.
70’lerin ikinci yarısında Avrupa’yı kasıp kavuran, yetişkinler için serbest cinsellik, şiddet, fantastik ve bilim kurguyu politik olarak pek doğru olmayan bir şekilde harmanlayan çizgi roman akımı, Le Metal Hurlant (Haykıran Metal) dergisinde taçlanmıştı. 1977’te ABD’de bu dergiden öykünen Heavy Metal hayat buldu. Avrupalı işlerlerin yanında sıradışı Yeni Dünyalı yaratıcılara işlerini sergileme imkanı veren dergi, Atlantik’in öte yakasındaki ağbeyinin 'vefat'ının ardından da, bugünlere dek güçlü bir şekilde gelmeyi bildi. 1981 tarihli Heavy Metal filmine gelince, işte bu kült derginin sayfalarından 5 (+ video için fazladan 1) kısa öyküyü birleştirerek türün hayranlarına kıyak yapıyor. Animasyon kalitesi pek iç açıcı olmasa da hikayeleme olarak epey ilginç bir içerik yelpazesi sunan bu derlemenin en güçlü isimleri, hiç kuşkusuz Den ve Harry Canyon...
Cinsel yönden düş kırıklığına uğramış bir eş ve anne olan Kate Miller, onu tatmin etmeyen erotik yaşamından yakınmak üzere, muayenesi Manhattan'da bulunan pek revaçtaki psikiyatrı Dr. Robert Elliott'ı ziyaret eder. Bir yabancıyla tatmin edici bir cinsel ilişki içinde geçirdiği öğleden sonranın ardından Kate, adamın binasının asansöründe usturalı sarışın bir kadın tarafından öldürülür. Katili şöyle bir gören sarışın fahişe Liz, hem baş zanlı, hem de katilin yeni hedefi haline gelir.
Kişisel adalet savaşı veren Paul Kersey'nin hikayesini anlatıyor. Başarılı bir travma cerrahı olan Paul, kendini diğer insanların hayatını kurtarmaya adamıştır. Stresli işi dışında ise sevgi dolu bir aile babasıdır. Fakat bu düzen bir trajedi ile değişir. Evine düzenlenen saldırı sonrası eşi ölür, kızı ise komada yaşam mücadelesi vermeye başlar. Bu olaydan sonra Paul, mesleki yeteneğini kullanarak bambaşka bir insana dönüşür. Ne pahasına olursa olsun intikamını almaya kararlıdır.
Çok büyük bir patlama tahliye tünelini sular altına alır ve her iki çıkış yolu da kapanır. Kurtulanlar ise zehirli atıklar, yangınlar ve tünelin çökme tehlikesi ise karşı karşıya kalırlar. Eğer başarılı olamazlarsa, çok daha büyük bir felaket kapıya dayanacaktır. Herkes paniklemiş ve canını kurtarmaya çabalamaktadır. Onlara yardım edebilecek tek kişi ise eski acil servis görevlisi Kit Latura'dır.
Joey Gazelle (Paul Walker) inde içinde olduğu ters giden bir uyuşturucu pazarlığında çıkan çatışmada polisler ölür. Joey olayda kullanılan silahı yok etmeyi planlamaktadır. Ancak komşunun çocuğu bu silahı bulup,hiç sevmediği babasını vurmak için kullandıktan sonra herşey tersine gitmeye başlar. Joey, mafya ve polisten önce çocuğu bulmak, cinayeti örtbas etmek ve en önemlisi cinayet silahını yok etmek zorundadır.
1997 yılında suçun artması sonucu duvarlar ve dikenli tellerle çevrilen New York, ABD'nin geri kalanından yalıtılarak adeta dev bir açık hava cezaevine dönüştürülmüştür. En iflah olmaz suçlular oraya atılıp anarşik ve vahşi bir yaşama mahkum edilirken kaçmaya çalışanlar vurulmaktadır. Manhattan'ı anakaraya bağlayan köprüler havaya uçurulmuş ve mayınlanmıştır. ABD başkanının uçağı teröristlerce kaçırılır ve başkan kaçış kapsülüyle New York'a düşer. Onu kurtarmak için eski asker ve şimdinin dik başlı mahkumu katil Snake Pliskin bir anlaşmaya zorlanır. Snake'in koluna 24 saat içerisinde infilak edecek bir patlayıcı yerleştirilip New York'a gönderilecek ve başkanı bulup getirecektir. Zamanında ve bu imkansız görevi tamamlamış olarak dönerse Snake'in hayatı da kurtulacaktır.
A former special forces soldier delivers revenge for victims of injustice while working for a secret organization that fronts as a taxi company.
An ordinary taxi driver becomes entangled with a customer that turns out to be a serial killer.
While working as a taxi driver on the hectic streets of Tokyo, a reticent walrus gets pulled into a mystery involving a missing teenage girl.
Passengers in a specially outfitted taxi are surprised and offered the chance to win money by correctly answering a series of general knowledge or trivia questions on the way to their destination.
Canadian English version of the game show where unsuspecting members of the public hail a cab and find they're playing for money - if they can keep answering questions correctly before they reach their destination. Too many incorrect answers and they may just be walking the rest of the way.
Cash Cab: Chicago is a spin-off series, hosted by comedian Beth Melewski, and using the same rules as its New York counterpart. The series was cancelled after one season.
Comedy show focusing on the drivers and bizarre passengers who use the world’s most popular ride share app.
The events of the series take place through ordinary and passing characters (passengers), who are picked up by Abu Janti taxi by chance, so that the hero catches their stories and comments on them and affects or is influenced by them in the context of his daily movement and pension, and in a mold that tends to wit in most of its area, but it approaches tragedy or crying sometimes, conveying the image of reality The real, with critical sarcasm or cynical pain. The work tries to enter the personal worlds of taxi drivers and the worlds of customers, which will not be devoid of the funnyness of the situation, with a satirical comic framework. The work belongs to the type of black comedy, as it presents the problems of society so that it forces you, as a viewer, to oscillate between laughing and crying in the same scene. The series carries new and varied ideas and creates topics that touch the problems and concerns of simple people.
In the bustling city of Osaka, a captivating gourmet drama unfolds, revolving around the enigmatic Ban Akira, a taxi driver with a unique gift for ferrying distressed passengers with intricate dilemmas to exquisite dining establishments.
American version of the game show where unassuming people enter the “Cash Cab” as simple passengers taking a normal taxi ride, only to be shocked when they discover that they're instant contestants! Ben Bailey, the host and driver, then drives them to their destination asking general knowledge questions along the way.
Cash Cab: After Dark is a spin-off of the Discovery Channel series that aired in 2007. The contestants were picked up near or after sunset as well as overnight and the cash value of the questions was double that of the regular version of the show. The questions were usually more difficult than the daytime version.
Cash Cab is an Australian music trivia game show hosted by James Kerley, except for the third season, where he was replaced by Charlie Pickering. The first two seasons of the series were filmed in Melbourne, with the third being based in Perth and the fourth being currently based in the Gold Coast. The program airs on the Australian subscription television music channel, Channel [V]. Contestants are asked several trivia questions in various verbal, audio and video based questions for the duration of their trip. After being asked 5 questions, players are asked to choose The Loot or the Boot. Contestants have the opportunity to keep "the loot" they have won so far, or trade it all, depending on how many questions they answered correctly, for what is "in the boot". Boot prizes may be worth substantially more or substantially less than their current winnings. By choosing "the boot," the contestant's winnings are reset to $0 and the prize is theirs to keep, even if they use up their three strikes. On rare occasions, the host may give an opportunity to the contestant to win some of their money back by doing a 30-second dare relating to their substantially less valuable "boot" prize. Contestants are entitled to 2 "Shout Outs", one 30 second phone call to a friend on the phone or to ask someone random off the street that they are travelling on. When contestants reach their destination, they are asked if they want to "Double or Nothing" in which they can choose to walk away with what cash they have won, or to sit and watch a video clip and be asked an observation-based question. If they correctly answer, they walk away with double the winnings of the trip, but if they get it wrong, they walk away with nothing. A parody of this show appears on Balls of Steel Australia which is also hosted by Kerley.
British version of the game show where unsuspecting members of the public hail a cab and find they're playing for thousands of pounds - if they can keep answering questions correctly before they reach their destination. If they don't, they may just be walking the rest of the way.
