Anahtar kelime Scholarship

Eskiden başarılı bir basketbol oyuncusu olan Ken Carter, mezun olduğu Richmond Lisesinden gelen koçluk teklifini kabul eder. Koç Carter oyuncularının sahada kazananlar olmasının yanında, sınıflarında da çok başarılı olmalarını istemektedir. Bundan dolayı tüm oyuncularını, ortalamalarını 2.3'ün üzerinde tutacaklarına, sınıfta en ön sırada oturacaklarına ve tüm derslere gireceklerine dair bir sözleşme imzalamaya zorlar. İş disipline geldiği zaman koç Carter tamamen acımasızdır, kondisyonun ve defansın her zaman hücumdan önemli olduğunu savunmuş ve takımını da bu yönde çalıştırmaya başlamıştır. Programı işlemiştir, takım sezona müthiş bir başlangıç yapmış ve her şey çok iyi gitmektedir. Ta ki oyuncuların akademik ilerleme raporları gelinceye dek...

Nereden geldiğin değil, nerede olduğun önemlidir.Seçkin öğrencilerin öğrenim gördüğü Maryland Sanat Okulu’na (MSA) yeni giren isyankar ruhlu Andie (Briana Evigan) çevresiyle uyumsuz bir kızdır. Yeni okuluna uyum sağlamaya çalışırken eski rüyası olan Baltimore’daki sokak dansçılarıyla beraber dans etme hayalini hala korumaktadır. Okulun en yetenekli öğrencisi Chase (Robert Hoffman) ise beklediği büyük çıkışı Baltimore’un en büyük sokak dansları yarışması olarak bilinen “The Streets / Sokaklar”da yarışmak için bir grup kurarak gerçekleştirmek istemektedir.Chase ile Andie’nin güçlerini birleştirmesiyle birlikte Andie’nin ruhunun derinliklerinde mensup olduğu iki farklı dünya çatışmaya başlar. Genç kızın yaşamındaki ve dans pistindeki baskı giderek ısınırken sevgi ile sadakat, özgürlük ile fırsatlar arasında köprü kurmayı öğrenmek zorundadır. Aynı zamanda kim olduğu ile ulaşacağına inandığı kimlik arasındaki dengeyi tutturmaktan başka çaresi yoktur.

Grandsboro Lisesinde öğrenci olan Leigh Ann Watson (Katie Holmes),hayatı boyunca hep doğruyu yaşamıştır. Eğitimine dışarda devamedebilmek için burs kazanmak zorundadır ve bu bursu kazanmanın tek yolu iseokulda derece yapması gerekmektedir. Bütün dersleri çok iyidir ama 'Tarih'dersinden de A alması gerekmektedir. Ama bu o kadar kolay olmayacaktır. Çünkü, tarih dersinin hocası yıllardırlisede öğrencilere kan kusturan Bayan Tingle (Helen Mirren)'dır.Leigh ve 2 arkadaşı daha suçsuz olmalarına rağmen hile yapmakla suçlanınca,masumiyetlerini ispatlamak için mücadeleye girişirler. Artık yapmalarıgereken Bayan Tingle'a gereken dersi vermektir...

Brian (James McAvoy) hayatta var olmanın yolunun bilgiden geçtiğine inanmaktadır. Çocukluk yıllarının bu düşüncesi gittiği üniversitede de kendini hissettirecek ve 4 kişiden oluşan okul bilgi takımının bir parçası olacaktır. Kendi kabuğundan sıyrılan bu genç öğrenci, Alice ve Rebecca ile tanışacak ve kendini hiç bilmediği bir dünyanın içinde bulacaktır.

16 yaşındaki Jamal, okulundaki testlerde aldığı yüksek notlar nedeniyle şehrin en ünlü okullarından Mailor-Collow'dan bir burs kazanır. Kenar mahalleden gelmesi sebebiyle zengin çocuklarının arasında önceleri zorluk çekse de, spordaki başarısı ve yazdığı yazılar ile kendini sevdirmeyi başarır. Birgün Jamal iddia sonucu kendi halinde bir yazar olan William Forrester'ın evine birşey çalmak amacıyla girer. Ancak evden kaçarken sırt çantasını düşürür. Çantasını geri aldığında ise yazarın defterlerine bazı notlar bıraktığını görür. Bundan etkilenen Jamal ve Forrester arasında sıradışı bir arkadaşlık başlar. Yıllar önce çok ünlü bir roman yazan fakat sonra yazmayı bırakan Forrester, genç çocuktaki yeteneğin farkına varmıştır.

Serinin 3. filminde minik yaştaki asi hokey ekibi büyümüştür ve artık sıra, prestijli bir hazırlık okulu için şampiyonayı kazanmaya gelmiştir.

Yönetmenliğini ve senaryosunu Richard Linklater'ın üstlendiği ve 80'li yılları konu alan Everybody Wants Some filminde, bir üniversitenin beyzbol takımının özgürlüklerini keşfetmesi ve yetişkinliğe giden yolda yaşadıklarını anlatıyor.Oyuncu kadrosunda Will Brittain, Zoey Deutch, Ryan Anthony Guzman, Tyler Hoechlin, Blake Jenner, Glen Powell ve Wyatt Russell’ın yer alıyor.

David Green 1950 yılında özel bir okula, futbol takımının okulun eski rakiplerini yenmesi için getirilir. Fakat, David işçi sınıfı temellidir ve gerçekten `onlardan biri` değildir. Ama, arkadaş edinmede çok başarılıdır. David yahudidir ve bunu rededilme korkusundan dolayı arkadaşlarından bir sır olarak saklamalıdır.

Aparajito (Yenilmez), Satyajit Ray’ın muhteşem Apu üçlemesinin ikinci filmi. Pather Panchali’de (Yol Türküsü) ablasının ölmesinin ardından küçük Apu (Pinaki Sengupta) ve ailesi Benares’e taşınmıştır. Babası Harihar (Kanu Bannerjee) Ganj kıyılarında rahiplik yaparak hayatını kazanırken çocuk da içinde barındırdığı zengin görüntü ve ses karışımından büyülenmiş ve hoşnut bir halde kenti dolaşır. Ne var ki Harihar bir hastalığa yakalanıp ölür ve Apu’nun tek başına ayakta kalmaya gücü yetmeyen annesi Sarbojaya (Karuna Bannerjee), oğlunu yeniden taşraya, kayınpederinin evine götürür. Daha büyük bir dünyanın tadını almış olan Apu, içinde büyüdüğü basit köy hayatıyla yetinemeyecek duruma gelmiştir; köyün öğretmeni de onun tutku ve meraklarını teşvik eder. 16 yaşında Kalküta’da öğrenim görmek için bir burs kazanır. Kent yaşamına kendini kaptıran Apu (artık Smaran Ghosal tarafından canlandırılmaktadır) eve çok seyrek ve gönülsüzce döner.

As the eldest daughter of the Fang Conglomerate, Fang Yu was raised to become the sole successor of the company, yet she goes against her family's objections to pursue boxing and won the championship title at the young age of 18. On the other hand, Ming Tian comes from a poor family. He once stopped schooling for three years in order to work and he decided to apply for a sports scholarship despite not having any background whatsoever. Fang Yu was one of the first to see his talents and their relationship grows over time.

Through a scholarship to a top school, Ishaya ends up in the luxurious world of the happy few in Nigeria, but a secret threatens not only to put an end to this.

Haruka, a girl who suffers during her childhood due to her ability to read people's mind, is starting her high-school life in a new school. When she transferred in, she feels that her life will be the same as ever, but then she meets Manabe, a guy who always think about erotic things, and a club consisting of people who aren't afraid of her ability. With Manabe and her clubmates around, her gloomy life slowly start to bloom and enjoyable.

Brace yourselves - the new kids are here. Five talented black scholarship students, and an elite private school with a reputation problem. One of them will have to change...

Miss Seventeen is a reality television show on MTV that aired from October 17, 2005 to December 19, 2005. The show consisted of 17 young women competing for an internship at and a college scholarship. Atoosa Rubenstein was the main judge, she was the youngest editor-in-chief ever to run Seventeen magazine. They picked 17 girls from around the United States who were not only photogenic but also had been at the top of their class, to provide a role model for young women. The girls were flown to New York, where they would take part in a contest similar in format to The Apprentice — they would be given tasks to be done by Atoosa, and in each episode one of the girls would be eliminated from the competition. The winner would get her face on the cover of Seventeen magazine, a college scholarship and would be offered an internship job on the magazine. The criteria for elimination were not only performing poorly — Atoosa was watchful of how the girls talked when no one else was in the room, via cameras set up around the house. In this manner, she could watch the girls with their guards down and see what their real motivations and dreams were. In one elimination, for example, Atoosa sat down with the girl and explained that she didn't feel that the girl was in the contest for the 'right' reasons — video clips were shown to the viewers which showed the girl talking to her other roommates and explaining that she was more interested in the face-time she would get for being part of an MTV show.